Teşhis zorunlu hallerde yasada öngörülen usullere göre ve Cumhuriyet Savcısının talimatı ile kolluk tarafından yapılır.

Teşhisin nasıl yapılacağı ise 02.06.2007 Tarih ce 5681 Sayılı POLİS VAZİFE VE SALÂHİYET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’ un EK MADDE 6; “ Polis, olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması halinde, Cumhuriyet savcısının talimatıyla teşhis yaptırabilir.

Tanıklıktan çekinebilecek olanlar, teşhiste bulunmaya zorlanamaz.

İşleme başlanmadan önce, teşhiste bulunacak kişinin faili tarif eden beyanları tutanağa bağlanır.

Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birden fazla ve aynı cinsten olması, aralarında yaş, boy, ağırlık, giyinme gibi görünüşe ilişkin hususlarda benzerlik bulunması gerekir. Teşhis için gerekli olması halinde, şüphelinin görünüşü ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir. Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin her birinde, teşhis sırasında bir numara bulundurulur.

Teşhiste bulunan kişi ile teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birbirini görmemesi gerekir.

Teşhis işlemi en az iki kez tekrarlanır ve teşhiste bulunması istenen kişiye, şüphelinin teşhis edilecek kişiler arasında yer almıyor olabileceği hatırlatılır.

Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin, bu işlem sırasında birlikte fotoğrafları çekilerek veya görüntüleri kayda alınarak, soruşturma dosyasına konur.

Şüphelinin fotoğrafı üzerinden de teşhis yaptırılabilir. Ancak tek bir fotoğraf veya aynı kişinin farklı fotoğrafları üzerinden teşhis yaptırılamaz. Değişik kişilerin fotoğraflarının aynı büyüklük ve özellikte olmaları gerekir.
Teşhis işlemi tutanağa bağlanır.”

Kanunda teşhis işleminin nasıl yapılacağı sınırları çizilmiş ise de uygulamada oldukça sorunludur. Bu hususta hukuk büromuza oldukça sorulan ve incelediğimiz dosyalar üzerinde gördüğümüz hukuka aykırı teşhis işlemlerinde sıkça karşılaşılan tek fotoğraf üzerinden yapılan teşhis işlemidir.

Tek fotoğraf üzerinden yapılan teşhis işlemi hukuka aykırıdır ve PVSK’nın ek 6. maddesine aykırı olması nedeniyle hükme esas alınamaz. Bu husus da güncel tarihli Yargıtay kararını sizler ile paylaşıyoruz.

T.C.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi

Esas No:2017/2252
Karar No:2017/5483
K. Tarihi:4.12.2017

Mahkemesi :Ceza Dairesi

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm : TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına dair istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin kararında Sanık müdafiinin vekalet ücreti verilmemesi nedeni ile istinaf yoluna başvurması ile yapılan incelemede ibaresi yazılı ise de kararın içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde maddi hata olduğu ve mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunduğu görülmüştür.

Tanık …’ın aynı mahkemenin 2016/625 Esas ve 2016/739 Esas sayılı dosyalarında yargılanan başka sanıklar hakkındaki beyanlarının maddi gerçeğe uygun olmaması karşısında; maddi olayın sübutuna esas alınan tanık beyanına itibar edilip edilmeyeceği hususu delille doğrudan temas eden ilk derece mahkemesine ait ise de; tanığın güvenilir olup olmadığı, tanıklığa engel halinin bulunup bulunmadığı ya da dinlenme, yüzleştirme ve teşhis yöntemleri ile beyana itibar etme veya etmeme gerekçelerinin hukuka uygunluğunun denetiminin CMK’nın 289/1-i maddesi gereğince temyiz denetimi kapsamında kaldığı değerlendirilerek yapılan incelemede;

a-) Tek fotoğraf üzerinden yapılan teşhisin PVSK’nın ek 6. maddesine aykırı olması nedeniyle hükme esas alınamayacağının gözetilmemesi,

b-) Tanık …’ın başka dosya sanığı … hakkındaki teşhisinden dönmesi ve yine başka dosya sanığı …’in de söz konusu tarihlerde cezaevinde olması karşısında, dosyanın tek ve belirleyici delili olan tanığın söz konusu teşhis ve beyanlarına üstünlük tanınmasının nedenlerinin karar yerinde açıklanmaması,

c-) Kabule göre de;

Sanığın, ikametinin ve iş yerinin bulunduğu Nusaybin ilçesinde yaşanan hendek açılması ve barikat kurulması olayları esnasında örgüt üyelerince kullanılan sözde asayiş binasına girip oradakilerle bir müddet görüşmesi şeklindeki eyleminin, ne amaçla gittiğinin ve konuşma içeriğinin belirlenememesi karşısında, örgüt hiyerarşisinde yer alıp örgütle organik bağ kurduğunun ve bu şekilde örgüte üye olduğunun kabulüne yeterli olmayacağının nazara alınmaması,

Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.