Adli Arama Kararı ile Yapılması Gereken Arama İşleminin Önleme Araması Kararına Dayanarak Yapılması Hukuka Aykırılık Teşkil Eder Ve Elde Edilen Deliller Hükme Esas Alınamaz.

Bir şüphelinin veya sanığın yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda şüphe bulunması halinde şüphelinin üstü veya eşyaları aranabilir. Bu husus Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116. Maddesinde düzenlenmiştir.

Kanun Maddesini incelediğimiz de “MADDE 116 – (1) Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.”

Dayanak kanun maddesi, tanımını ve kapsamını her ne kadar 116. Maddesinde düzenlemişse de adli aramanın usulünü Ceza Muhakemesi Kanunun 119. Maddesinde düzenlemiştir.

Ceza Kanunu Madde 119 u incelediğimiz de ise

“Arama kararı

MADDE 119 – (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 01.06.2005 RG NO: 25832 KANUN NO: 5353/15) (KOD 1)

(1) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.

(2) Arama karar veya emrinde;

a) Aramanın nedenini oluşturan fiil,

b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya,

c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi,

Açıkça gösterilir.

(3) Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri yazılır.

(4) Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur.

(5) Askeri mahallerde yapılacak arama, Cumhuriyet savcısının nezaretinde askeri makamların katılımıyla adli kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle de askeri makamların katılımıyla adli kolluk görevlileri tarafından arama yapılabilir.“

Usulüne uygun bir adli arama kararı bulunmadan yapılan arama ve önleyici arama kararına dayanarak yapılan arama işlemi ise usulü aykırıdır. Bu sebeple de hükme esas alınmaz. Arama esnasında elde edilen delillerde yine hükme esas alınamaz.
Bu husus da örnek Yargıtay kararını da inceleyiniz.

T.C.
Yargıtay
10. Ceza Dairesi

EsasNo:2015/2161
KararNo:2015/3254

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

İstanbul’dan temin ettikleri uyuşturucu maddeleri araçla Şanlıurfa’ya götürerek satacakları bilgisi alınan sanık ve hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraat kararı verilen diğer sanık Mehmet Ş’in, yolculuk yaptığı otobüs durdurularak sanığa ait çantada yapılan aramada 3010 adet AB-PICANA etken maddesi içeren tablet ele geçirildiği; adli aramayı gerektiren bu olayda önleme araması kararına dayanılarak yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu, bu arama ile elde edilen delilin hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak; olayla ilgili adli arama kararı olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine ve tutuklu kaldığı süreye göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına, 03/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

AĞARTAN HUKUK BÜROSU