Borç; alacaklı ve borçlu olan iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir edimde bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan ifayı talep edebileceği hukuki bir bağdır. Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisini inceler.

6098 sayılı Borçlar Kanunu’na göre, borcun kaynakları üç temel kategoriye ayrılır bunlar;

  1. Sözleşmeden doğan borç ilişkileri (TBK m. 1-48),
  2. Haksız fiillerden doğan borç ilişkileri (TBK m. 49-76),
  3. Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileridir (TBK m. 77-82).

Borçlar hukukunun konusunu borç ilişkileri oluşturur. Borçlar Hukukunun ana
kaynağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’dur. Bununla beraber borç ilişkilerini
düzenleyici hükümler içeren bir çok genel ve özel kanun bulunmaktadır. Örnek olarak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Türk Ticaret Kanunu verilebilir.

Borçlar hukuku, borcun doğumu, devri, sona ermesi, cezai şart, borcun zamanaşımına uğraması, alacağın temliki gibi birçok borç ilişkisinden kaynaklanan hukuki sorunların tanzim edildiği bir hukuk alanıdır. Maddi ve manevi tazminat davası da genel esaslarını borçlar hukukundan alır.

Borçlar Hukukuna Hakim Olan İlkeler

Borçlar hukukunda “irade özgürlüğü” prensibi vardır. İrade serbestisi şu özelliklere sahiptir:

a- Sözleşme özgürlüğü vardır, kimse kimseyi kural olarak sözleşme yapmaya zorlayamaz. Kamu yararı gereği kamu hizmeti alanında istisnaen sözleşme yapma zorunluluğu bulunabilmektedir.

b- Sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğü vardır. Bir sözleşme yapmak isteyen taraflar bu sözleşmenin konusunu diledikleri gibi tayin edebilirler. Kanunda düzenlenmeyen konularda da sözleşme yapılabilmektedir.

c- Şekil serbestisi vardır. Taraflar sözleşmeyi istedikleri şekilde yapabilmektedirler. İstisnası, kanun tarafından belli şekillerde yapılması zorunlu olan sözleşmelerdir.

d- Taraf seçme serbestisi vardır. Sözleşme yapmak isteyen kişi bunu istediği tarafla yapabilir.

İstisnası sözleşme yapma zorunluluğunun bulunmasıdır. Önceden bir sözleşme vaadi varsa esas sözleşmenin de o kişiyle yapılması gerekmektedir.

Borçlar hukukuna hakim olan ikinci prensip, borç ilişkisinin nisbiliği prensibidir. Buna göre borç ilişkisi sadece alacaklı ve borçlu arasında bir bağ teşkil eder ve üçüncü şahısları etkilemez.